Tuesday 14 July 2015

Saint Petersburg ve Rus Hapishaneleri

Rusya. Tarihi çok çeşitli iniş çıkışlarla dolu. Bir dönemin, soğuk savaş döneminin, iki dünya süper gücünden biri. Şimdilerde tekrar eskiye doğru, eski gücünü kazanmaya doğru gidiş devam ediyor. Bazı arkadaşlarım Rusya'nın ciddi sorunlarla boğuştuğunu, ekonomisinin iyi olmadığını, insanlarının fakir ve muhtaç olduğunu söylediklerinde bir cevap aklıma geliyor:

- Uluslararası Uzay Üssü'ne bilim adamları ve astronot/kozmonotlar nasıl gidiyor?
- Soyuz roketi ile.
- Peki Soyuz hangi ülkeye ait?
- Rusya!

50 sene önce uzaya gitmiş bir memleketin bizden daha geri olduğunu iddia edecek kadar özgüveni tavan yapmış bir milletiz. Pratik karşılığı olmayan, Rusya'nın birçok alanda yanına yaklaşamayacak olan bir millet.

Oradayken gördüğüm bi konu bunu bana düşündürdü.

Bir memleketin tarihini anlamak için oranın müzelerini ziyaret etmek gereklidir. Bense müze ziyaretinden ziyade sokak ziyareti yapıyorum. Sokaklarında dolaşıp yerel insanlarıyla konuşuyorum. Son dönemde seyahatlerimde de bu politikayı güdüyorum. Yalnız Saint Petersburg'da, Paul ve Peter Kalesi'ni gezerken içindeki müzeye çevrilmiş hapishaneyi görmek istedim nedense. Müzeye çevrilmiş bir hapishane. Bazı açılardan Almanların Auschwitz, Birkenau ya da Dachau toplama kamplarındaki hapishaneler gibi. Burası Bolşevik Rusya'nın hapishanesi. Birçok yeni rejim karşıtı bu hapishanedeki koğuşlarda yatmış. Hatta Maksim Gorki de bunlardan biri. 1 ay kadar yatmış bu hapishanede.


Bolşevik hapishanesinin bir özelliği var. Burada mahkumlar yanlarına sadece kitap alabiliyorlar zaman geçirmek ve bilgi edinmek, okumak adına. Bir hapishane düşünün. Kitapları yasaklamasın. Tam tersine mahkumlara okumaları için versin. Sene 2015 ve Türkiye hapishanede yatan tutuklu bir insana kitaplarını vermiyor. (bağlantıyı doğrudan tıklayabilirsiniz, Radikal'deki haber için). Bundan 100 sene önce ise, Bolşevik Rusya mahkumlara tek imkan olarak kitap okuma hakkı veriyor!

Ceza alan mahkumların cezasını tahmin edebiliyor musunuz?

- Kitap okuyamama cezası! İncil hariç ama.

Çok acılar çekilmiş, çok işkenceler yapılmış bu cezaevlerinde. Yazılan açıklamaları okumaya içim el vermedi diyebilirim kimi zaman. Yalnız beni en çok etkileyen insanlara, mahkumlara, kitap okumanın bir iltimas olarak sunulması. Ve bu haklarının ceza durumunda ellerinden alınması. Zaten içeri atılanların büyük kısmı siyasi tutuklular olduğu için kitap okuyabilmenin de ne kadar önemli olduğunu tahmin edersiniz. Kitap ayrımına dair bir bilgi görememiştim. Belki sadece Bolşevik rejimine dair kitaplardır bu kitaplar. Fakat zannetmiyorum. Çünkü Bolşevik rejiminin yaptığı hataları ifşa etmeye yönelik bir müzeye dönüştüğü için burası, öyle bir bilgi atlanabilecek bir bilgi değildir.

Bizde askeri darbe dönemlerinde ilk yapılanın kitap/gazete/dergi ve her tür yayının yakılması ve yasaklanması olduğu için orada yapılanı müthiş buldum. Kitap okumayı desteklemek!